İBB’nin “Sürdürülebilir Ulaşım Kongresi” kapsamında “Deniz Yolları” oturumu yapıldı. Oturumun kolaylaştırıcılığını (moderatör) Şehir Hatları A. Ş. Genel Müdürü Sinem Dedetaş yaptı. Oturumda deniz ulaşımı payının arttırılması, ulaşımda bütünleşme, deniz ulaşımının planlanması, kıyı yapılarının analizi gibi başlıklara değinildi. Panelist Behiç Ak, halkın deniz ulaşımından bilinçli olarak soğutulduğunu savundu.
İBB’nin “Sürdürülebilir Ulaşım Kongresi” kapsamında “Deniz Yolları” adlı oturum yapıldı. Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş’ın yönettiği oturumda konuşmacı olarak Dr. İsmail Hakkı Acar ve İTÜ’den Doç. Dr. Yalçın Ünsan katıldı. Oturum sonrası panelde ise çizer Behiç Ak, Şehir Hatları Deniz Ulaşım Hizmetleri Müdürü Olcay Serkan Fidan, Boğaziçi Dernekler Platformu (BODEP) İcra Kurulu Üyesi Cemal Beşkardeş ve yüzücü Elif İdem söz aldı.
Kararlı kadrolarla deniz ulaşımı entegrasyonu sağlanmalı
Dr. İsmail Hakkı Acar, tarihsel olarak yüzde 34’e kadar çıkmış olan İstanbul deniz ulaşımının bugün yüzde 3-4 oranlarına kadar düştüğünü, yerel seçim öncesinde adayların en fazla yüzde 10’u hayal edebildiğini belirterek sözlerine başladı. Bir “Su kenti” olan İstanbul’un bugün “Kara kenti” haline geldiğini söyleyen Acar, bugüne kadar İstanbul ile ilgili yapılmış olan en önemli çalışmanın “İstanbul Metropoliten Alanı Ulaştırma Planı Raporu” olduğunu, bu planda güçlü deniz ulaşımı hedefleri konduğunu anlattı. Acar, atıl veya başka amaçlarla kullanılan iskeleler bulunmasını deniz ulaşımının gerilemesinin en önemli göstergelerinden biri olarak saydı.
İETT’nin diğer işletmecilere rakip bir anlayış içinde olması sonucunda, kara yolu ulaşımının deniz ulaşımına ket vurduğunu da belirten Acar, “Entegre bir anlayış benimsenmelidir” dedi. Acar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütünleşme radikal bir değişim, önemli bir operasyondur; inanmış ve kararlı kadrolar gerektirir. Halka rağmen halk için anlayışı ile ilerlenmelidir. Bütünleşmenin kente hizmet veren ulaşım türlerinin bir sistem bütünü altında toplanmasıdır, bütünleşme aynı biletle peş peşe ulaşım aracına binmek demek değildir. Deniz yolunun güçlendirilmiş aktarma merkezleri ile kara yolu koridorlarına bağlanması gerekir.”
Gemiyi doğru seçmek gerekli
Geminin doğru seçimine dikkat çeken Doç. Dr. Yalçın Ünsan ise, tat ile geminin birbirine uygun olmaması halinde, diğer unsurlar ne denli iyi planlanırsa planlansın gerekli verimin alınmayacağını ileri sürdü.
Ünsan, mevcut gemilerin çok uygun olmadığını belirterek “Biz ne konuşursak konuşalım bir yerde boşuna. Eski gemileri modifiye ederek değil yeni gemiler üreterek yolumuza devam etmeliyiz” önerisinde bulundu.
Kanal İstanbul projesine de değinen Ünsan “Şu an nükleer enerji santrali olan yere yat limanı yapılması planlanıyor. Hem bu ikisi bir arada olmaz hem de bir sürü yat buraya girip çıkacak bu nasıl olacak anlaması güç” dedi. Ünsan, “Ayrıca tsunami olma ihtimali olan bir bölgede dalganın çıkışına karşı doğal kapıyı yıkarak bir kapı açmak anlamına gelecek bir projedir Kanal İstanbul” diyerek planlanan köprülerin maliyetlerinin bile çok yüksek olduğunu söyledi. Kanal İstanbul projesinin risk analizinin tam yapılmadığını da belirten Ünsan, sözlerini “Yapılsın ya da yapılmasın diyemem sadece ÇED Raporuna bakarak bunları söylüyorum” diye bitirdi.