“Sarıkamış yaramdır, borandır Sarıkamış, Sarıkamış hüzündür, destandır. Sarıkamış, Sarıkamış evlattır tam doksan bin. Evladı buz kesmiş, Evladı toprak olmuş, Tam doksan bin anadır Sarıkamış…”
Sarıkamış’ta çetin kış şartlarının amansız soğuğunda şehit düşmüş binlerce askerimizin hüzünlü hatırası, Tuzla Belediyesi Nikah Sarayı ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen özel etkinlikle anıldı.
İDO iskelesi önünden başlayan meşaleli yürüyüş ile etkinliğin yapıldığı salona gelen yüzlerce katılımcı, askerlerimizin aziz hatırası eşliğinde yaşananları hepimize hatırlatırken, vatan ve istiklal için hayatlarını feda eden şehitlerimiz rahmetle anıldı. Tuzla Belediyesi, 105 yıl önce Sarıkamış’ta şehit düşen ecdadımızı her yıl olduğu gibi bu yıl da özel bir programla andı. Program kapsamında fuaye alanında “Sarıkamış’ta Bir Paşa” sergisi gezildi.
İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından ilk konuşmayı Sarıkamış Platformu adına yapan Köksal Yüzbaşıoğulları, “Sarıkamış bir yanıyla kanayan yanımız, diğer yanı ile de bir işgal girişiminin durdurulduğu yerdir. Sarıkamış’ta Rusların Anadolu içlerine doğru ilerleyecek işgal girişimi durdurulmuştur. Soğuk kış şartlarına rağmen kahramanca mücadele eden şehitlerimiz Rus ordusuna da ağır kayıplar verdirmiştir. Tarihimizin önemli dönüm noktalarından olan Sarıkamış Harekatı ve Şehitlerimizi anma programlarını ilçemizde gelenekselleşmesini sağlayarak tarih bilinci uyandıran Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı’ya teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
Daha sonra konuşmasını yapan Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, “ Sarıkamış’ı, orada ülkesi için milleti için canını feda eden o ruhun bu yüzyılda da yaşayabilmesi için anıyoruz. Tarih tekerrür eder denir ancak tarihte hatalar tekerrür eder. Sarıkamış destanının yazıldığı kanayan yaramız olan yerden bir beş yıl öncesine baktığımızda, 1909 yılında bugün yaşadığımız ülke ve devletimiz 22 milyon metre²’ye tekabül eden imparatorluk sınırlarındadır ve 33 yıl boyunca hiç toprak kaybetmemiştir. Bu sürede telgraf hatları, rüştiyeler, idadiyeler ve GATA askeri tıp akademisi gibi birçok çalışma yapan, kız mektepleri açan ve 33 yıl boyunca hiçbir toprak kaybetmemiş bir ülkenin beş yıl sonraki yaşadığı dramdan bahsediyoruz. Bugün o ruhla ülkesi için canını veren evlatlarımızın vermiş olduğu mücadeleyi anıyoruz ama bu tür acıların tekrar yaşanmaması için gereken tedbirlerin de olduğunu unutmamamız lazım. Dolayısıyla tarihte hatalar tekerrür edebilir. Bu tür programların özellikle genç neslimizin gelecekte benzer acıların yaşanmaması için şimdiden yapmamız gereken ne varsa tarihten ders alarak harekete geçmemize vesile olması lazım. Birlik ve beraberliğimizin, insanların farklı yaşam tarzlarının, düşüncelerinin, fikirlerinin, hayatlarının ülkemizdeki varlığımızın teminatı olduğunu unutmamalıyız. Sarıkamış ruhunun yeni nesillerimizde oluşabilmesi için temellerinin milli ve manevi değerlerimizle beraber işlenerek geleceğe aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. O ruhu muhafaza ederek ama o ruhu kullanacak bir ortamın tekrarlanmasına izin vermeden tedbirlerimizi alarak geleceğin dünyasında hak ettiğimiz noktaya varmak dileğiyle hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.